17 Ağustos 1999 Depremi
17 Ağustos 1999 depreminin merkez üssü Gölcük olup Türkiye tarihinin en acı günlerinden birisini yaşadı. Çanakkale savaşından bu yana ilk defa toplu mezar kazılmıştır. On binlerce ölü olmasına rağmen resmi rakamlar saklandı. İnsanlara yeteri kadar bilgi verilmedi, saklandı ve gizlenmiştir. Belirli bir sayıda bölgede doğal afetten ölenler olursa 5 yıl boyunca yaralarını sarması için herhangi vergi alınmayacağından dolayı telaş sardı siyasetçileri. İnsanlar kâr amaçlı olarak bunlara göz yummuştur. Devlet ekonomisine zarar gelecek diye on binlerce insanın ölümü sayılmadı.
45 saniyeyi yaşayan onlarca kişi 7,5 – 7,6 büyüklükte deprem herkesi yıkıp geçti. Yürekleri ağza getiren deprem 03:02 sularında meydana gelmiştir. Marmara bölgesini baştan sona sarsan deprem insanların hayatlarını söndürmüştür.
Belki bir felaket, belki de Allah’ın orada yaşananlara cezası olmuştu. İnsanlar kendilerini aşarak yaptıklarını unutmuşlardır. Güzelliklerin üstü örtülerek pislikler mi yaşanıyordu kimse bilemez.
Resmi rakamlara göre alınan bilgi doğrultusunda 18.373 ölü, 48.901 yaralı kişinin olmasıdır. Sayıların resmi rakamlardan çok daha fazla olduğunu düşünmekteyiz. Türkiye tarihinde ilk kez kalbinden bıçaklanarak yaralanmıştır. Hükümet yetersiz kalarak yardımları gönderememiştir. İnsanlar açlık ve sefillik içinde hayatta kalma mücadelesi verdi. Yardım ettiler yol gösterdiler ama bir yere kadar gelindi. İnsanlar bu yaralardan dolayı hayatlarını kaybetti.
Evlerin yapımından dolayı 2100 dava açıldı ama bunların 1800’ü yerini bulmadı. Hukukta olan boşluk insanları bir kez daha öldürmüştür. Cezalar verilmesi gereken yerde adalet bir kez daha sarsıldı. Ölen on binlerce kişi unutularak gitti.
Bu süreç içerisinde fırsatçılar devletin yardımlarını almak için çeşitli belgeler sunmuştur. Yardım parası, ev, nakil, ihtiyaç gibi bir çok unsur etkili olmuştur. Depremzedelerden daha çok zenginler malına mal katarak daha çok zengin olmuştur.