Türkiye’deki Gözlemevleri ve İsimleri
Gözlemevi ya da rasathane uzaydaki her türlü değişikliği gözlemlemek, veriler toplamak ve bu verileri akademik gerçeklikler çerçevesinde inceleyerek sonuçları bilimsel kuruluşlar ve toplumun istifadesine sunmak amacıyla kurulurlar. Gözlemevi kurulacak yer seçiminde en önemli kriterler; rakım olarak yüksek ve havanın yıl boyu açık olduğu yerler olmasıdır. Ayrıca yerleşim yerlerinden uzak ve yapay ışık kaynaklarından fazla etkilenmeyen mekânlar da tercih sebebidir. Çünkü gözlem genelde gece yapıldığından ortamın karanlık olması sağlıklı gözlem açısından son derece gereklidir.
Osmanlıda Gözlemevleri
Osmanlıda ilk gözlemevi 1577 yılında İstanbul’da Takiyüddin Mehmet tarafından kurulmuştur. Ancak bu gözlemevi fazla hizmet veremeden birkaç yıl sonra yıkılmıştır. 1868 yılında ise Kandilli Rasathanesi kurulmuş ve halen Boğaziçi Üniversitesi’ne bağlı olarak Kandilli Gözlemevi ve Deprem Araştırma Enstitüsü adı altında faaliyetlerini sürdürmektedir.
Cumhuriyet Döneminde Kurulan Gözlemevleri
Yurdumuzda bulunan gözlemevleri genelde üniversite ve akademik kuruluşlara bağlı olarak faaliyetlerini yürütmektedirler. Bunları kuruluş tarihlerine göre şöyle sıralamak mümkündür.
– İstanbul Üniversitesi Gözlemevi Uygulama ve Araştırma Merkezi 1937 yılında kurulmuştur.
– Ankara Üniversitesi Gözlemevi 1963 yılında kurulmuştur.
– Ege Üniversitesi Gözlemevi 1965 yılında kurulmuştur.
– Çukurova Üniversitesi Uzay Bilimleri ve Güneş Enerjisi Uygulama ve Araştırma Merkezi 1991 yılında kurulmuştur.
– Yurdumuzdaki en büyük teleskopun hizmet verdiği TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi Antalya Saklıkent civarında 2500 metre yükseklikte kurulmuştur.
– Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Ulupınar Gözlemevi 2002 yılında kurulmuştur.
Ayrıca Doğu Anadolu Gözlemevi projesi Erzurum’da, 3170 Rakımlı Konaklı-Karakaya Tepesi’nde kurulmakta ve çalışmalar tüm hızıyla devam etmektedir. Bu proje tamamlandığında yurdumuzun ilk defa kızılötesi teleskopuna sahip olacağı bilgisi de milletimizi gururlandırmaktadır. DAG projesinin uluslararası düzeyde büyük yankı uyandıracağı ve tüm Dünyanın dikkatini çekeceği de yadsınamaz bir gerçek olarak kendini göstermektedir.